Pankreas Kanseri

Pankreas kanseri, Pankreas bezi olarak bilinen karın boşluğu içerisine yerleşen, çok fazla bilinmeyen ancak önemli fonksiyonlara sahip olan organdan kaynaklanan ama sık görülmeyen bir kanser türüdür. Ancak bu kanserin görüldüğü hastalarda başarı yüzdeleri düşüktür. Akciğer kanserinden sonra ölümle karşılaşılan ikinci kanser türüdür. Pankreas kanseri herhangi bir yakınmaya ya da klinik bir işarete neden olmadığı için hastalığın erken evrede yakalama şansı ne yazık ki bulunmuyor. Çünkü karın boşluğunun arka kısmında yani midenin arkasında yerleşmiş olan bir organdır. Hastalık safra yollarına bası yapana kadar ya da organın bulunduğu bölgedeki damarları yani sinirleri içine alana kadar herhangi bir belirtiye neden olmuyor. Bizim bildiğimiz genellikle 50 yaşından sonra görülen bir kanser türü olması nedeni ile hastaların yaklaşık olarak %20’sinde şeker hastalığı şeklinde burgu verdiğidir. Bu nedenle 50 yaşın üzerinde yeni tespit edilmiş bir şeker hastalığınız varsa mutlaka pankreas kanseri açısından bir taramadan geçmeniz iyi olacaktır. Tedavi edilebilir bir hastalık türü ancak ne yazık ki hastaların sadece %15’in de ameliyat şansı oluyor. Geri kalan %85’in de ne yazık ki ameliyat şansı olmuyor. Hem ameliyat prosedürleri hem de ameliyattan sonra uygulanacak olan prosedürler bu hastalığın tamamen tedavisini ne yazık ki gerçekleştiremiyor.


Pankreas kanseri tanısı almış olan hastaların büyük çoğunluğu ne yazık ki kurtarılamıyor. Özellikle de karın ağrısı, izah edilemeyen kilo kaybı, ortaya çıkan şeker hastalığı, gündelik hayatta sindirim sistemine bağlı ishal, kabızlık gibi değişimler bizi sadece pankreas kanseri için değil diğer kanser türleri içinde uyarmalı ve mutlaka bir hekime ya da hastaneye başvurulmalıdır. Pankreas kanseri için uygulanan tedavi de öncelikle kullanılan yöntem ameliyattır. Ameliyat genellikle komplike denilen, tecrübe gerektiren ve karın boşluğundaki diğer organları da içine alan bir ameliyattır. Deneyimli olan cerrahların ya da bu konu ile ilgili deneyime sahip olan hastanelerin bu ameliyatı üstlenmesi gerekir. Hekim arkadaşların bu konuda son derece akıllı hareket etmeleri gerekir. Böyle bir hastalık ile karşılaşılması durumunda hastalık ile ilgili tecrübesi olan kişilere hastaların refere edilmesi gerekir. Tanı sürecinde birtakım karmaşalar ile karşılaşılması nedeni ile tanı süreci uzayabilir. Özellikle de sarılıkla gelen hastalarda başka problemlerin olabileceği düşünülerek hastalara uzun süren tetkikler yapılabiliyor. Bu hastalıkta zaman çok önemli, ne kadar hızlı hareket edilirse, ne kadar hızlı tanıya ulaşılırsa ve ne kadar hızlı tedavi süreci başlatılırsa başarı oranı da o orantı da yüksek olur.